Yazar | : | Mehmet Ali Kılıçbay |
İsbn | : | 9755331085 |
Yayın Tarihi | : | Nisan, 1995 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 384 |
Ölçü | : | 13 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İmge Kitabevi |
Tartışmayı pek beceremeyen bir toplumuz; buna karşılık, "bildiklerimize" iman etmeyi ve bizim gibi "bilmeyenlere", yani "cahillere" küfür etmeyi fazlasıyla iyi biliyoruz. Düşünmeyi bildiğimiz de pek söylenemez, daha çok ezberlemeyi tercih ediyoruz. Zihinsel olanaklarımızı geliştirmek, sentez ve analiz yeteneklerimizi artırmak, mantıksal bağlar kurmayı öğrenmek yerine, hazır bilgi daha işimize geliyor. Çelişkiler, tutarsızlıklar, uyumsuzluklardan rahatsızlık duymuyoruz. Dil konusunda ise, inanılmaz bir kargaşa ve karmaşa hüküm sürüyor. Türkçe, adeta çeşitli feodal beyliklere ayrılmış durumda veya daha doğrusu, hemen herkesin kendi Türkçesi var. Ne yazım kuralları, ne de grameri oturmuş bir dille iş görmek zorundayız. Üstelik bu dilin ifade olanakları da son derece sınırlı. "Yaratılan" yeni kelimelerin her birinin de "çevrilmeye" ihtiyacı var. Eğitim, her aşamada çok yetersiz ve çağ dışı. Eğitenlerin büyük bölümünün, eğitilmeye şiddetle ihtiyaçları var. İnsanlar okula öğretmek veya öğrenmek için gitmiyorlar, geçilmesi gereken bir aşamanın dışsal gereklerini yerine getirmek için gidiyorlar. Bilimsel ve felsefi üretimimiz hiç mertebesinde, çalıntı veya yığma "eserler"i dışta bıraktığımız zaman, Türkiye'nin düşün ve bilim âleminde ürkütücü bir boşlukla karşılaşıyoruz. Sanat ise, yok. İcra ile üretimi aynı kefede toplayan ve hepsine birden "sanatçı" unvanını veren bir toplumda, sanatın varlığından söz etmek, fazlasıyla nominalist bir tavır olur. Bunlara daha birçok şey eklenebilir, liste çok uzatılabilir ve bunları sonuna kadar okuyacak sabra sahip olanlar bulunabilirse, birlikte ağlanabilir. Ama ben esas olarak, bunların doğrultusunda, tartışmadığımızı ve tartıştığımızda da, bu işi çok kötü yaptığımızı vurgulamak istiyorum. . Yazı yazmaya başladığımdan beri, kader beni polemiklerin içine sürükledi. Bunların çoğunu kendim başlattım, bazıları da bana yöneltilen eleştirilerden kaynaklandı ve sonunda, Türkiye'nin en çok polemik yapanlarından biri haline geldim.